20 Mart 2011 Pazar

pazar akşamı sıkıntısı

20 küsurlu yaşlar, çok arada bir dönem bence. rahatsız edici. yeni bir gidişat geliyor sanki, daha kabullenmemişsin, yepyeni ve anlam vermen gereken çok şey var gibi. belki 30lu yaşlarda kabul edilmeye başlanacak şeyler yeni yeni geliyor gibi.
20 küsurlu yaşlardaki bu insan her şeyi yeni yeni anlamaya başlıyor demeyelim haydi ama, yeni yeni kabullenmeye başlıyor. mesela: yorulabileceğini, bazı şeylerin istediğinin tam aksi yöne gidebileceğini ve o çok önceki zamanların aksine o yönden geri dönüşün olmadığını, kendisinin de tavırlarını sabitlemesi, güçlendirmesinin ne kadar gerekli olduğunu... hatta ne bileyim, eskisi kadar kolay kilo veremediğini!
nispeten uzun bir süre sonra, her defasında bir önceki periyotları özletecek bu yılların gelişi kutlu mu olsun ne olsun? bilemiyorum.
tek bildiğim, erkeklerden ciddi anlamda umudumu kesmeye başladığım dönem geldi çattı.
hemcinslerimden de umudu keser gibiyim öte yandan.
cidden, her şey hep bu kadar sığ mıydı? ben mi fark edemedim?
yani hep böyleydi ve şimdi artık hemcinslerim çoğu istediklerinin gayet net bir şekilde söz gelimi 'arabalı sevgili' olduğunu,
karşı cinslerim ise bir anda toplanıp 'tamam yetti artık' deyip, istediklerinin 'uzun bacaklı, taş gibi hatun' olduğunu kabul edip geçecek kadar bezdiler mi?
yoksa, değil miydi?
karşılıklı pisletip mi bu hale getirdik?
hiç emin olamıyorum.

ve tüm bu şikayet edip dertlendiğim konuların arasında itiraf ediyorum ki -tam şu anda- en çok beni üzen,
eskisi gibi kolay kilo veremeyişimdir.
ne yalan söyleyeyim.
sabah aynaya bakıp, "bugün yine kilo mu vermişim ben ya?" demeyi özledim. öyle yıllardı onlar.
daha da zorlaşacak, bildin mi?

bugün umutsuz yazı günüymüş.
çok başka meseleler ile geri döneceğim.



--------------------------------------------------------------------------------------------

L.

Hiç yorum yok: